Sultan Mehmed Vahdeddin, Osmanlı İmparatorluğu’nun 36. ve son padişahı olarak 1918-1922 yılları arasında hüküm sürdü. 4 Ocak 1861 tarihinde doğan Vahdeddin, I. Abdülmecid’in oğludur. Saltanatı, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarına ve Kurtuluş Savaşı dönemine denk gelmiştir. Padişah olarak görev yaptığı süre boyunca, İmparatorluğun dağılma sürecine ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna tanıklık etmiştir.
Erken Yaşamı ve Eğitimi
Mehmed Vahdeddin, İstanbul’da doğdu. Babası Sultan Abdülmecid, annesi ise Gülüstü Kadınefendi’dir. Eğitimine özel hocalarla başladı ve iyi bir eğitim aldı. Osmanlı İmparatorluğu’nun geleneklerine uygun olarak, İslam hukuku, tarih, edebiyat ve çeşitli bilim dallarında eğitim gördü. Fransızca öğrendi ve Batı kültürüne ilgi duydu. Gençliğinde sessiz ve mütevazı bir yaşam sürdü, saray içinde sakin ve dikkat çekmeyen bir şehzade olarak tanındı.
Tahta Çıkışı
II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesinin ardından sırasıyla V. Mehmed (Mehmed Reşad) ve VI. Mehmed (Vahdeddin) Osmanlı tahtına çıktı. Vahdeddin, 4 Temmuz 1918 tarihinde, I. Dünya Savaşı’nın sona ermesine kısa bir süre kala tahta çıktı. Tahta çıktığında Osmanlı İmparatorluğu büyük bir savaşın yıkıcı etkileriyle boğuşuyordu ve ülke siyasi ve ekonomik bir krizin içindeydi.
Saltanatı ve Siyasi Çalkantılar
Sultan Mehmed Vahdeddin’in saltanatı boyunca, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında büyük siyasi çalkantılar yaşandı. 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi, Osmanlı İmparatorluğu’nun fiili olarak sonunu getiren bir dönüm noktası oldu. Mütareke, İtilaf Devletleri’nin Osmanlı topraklarını işgal etmesine yol açtı ve Osmanlı Devleti’nin bağımsızlığı büyük ölçüde kayboldu.
Kurtuluş Savaşı ve Milli Mücadele Dönemi
Mondros Mütarekesi’nin ardından, Anadolu’da Kurtuluş Savaşı başladı. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, Anadolu halkı işgalci güçlere karşı bağımsızlık mücadelesi verdi. Sultan Vahdeddin, Milli Mücadele’yi başlangıçta desteklemedi ve İstanbul’daki işgalci güçlerle işbirliği yapmak zorunda kaldı. Bu durum, Anadolu’daki Milli Mücadele hareketi ile padişah ve İstanbul hükümeti arasında büyük bir gerilim yarattı.
Sürgün ve Son Yılları
1 Kasım 1922 tarihinde, TBMM tarafından saltanat kaldırıldı ve Osmanlı Devleti resmen sona erdirildi. Sultan Vahdeddin, 17 Kasım 1922’de İngilizlerin yardımıyla İstanbul’dan ayrılarak sürgüne gitti. Önce Malta’ya, daha sonra İtalya’ya yerleşti. Hayatının geri kalanını sürgünde geçiren Vahdeddin, maddi sıkıntılar içinde yaşadı ve eski bir padişah olarak huzursuz bir hayat sürdü. 16 Mayıs 1926 tarihinde San Remo, İtalya’da hayatını kaybetti. Cenazesi Şam’a götürülerek Sultan Selim Camii avlusuna defnedilmiştir.
Mirası
Sultan Mehmed Vahdeddin, Osmanlı İmparatorluğu’nun son padişahı olarak tarihe geçmiştir. Saltanatı, Osmanlı Devleti’nin çöküş dönemine ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecine tanıklık etmiştir. Saltanatı boyunca yaşanan büyük siyasi ve askeri olaylar, Osmanlı İmparatorluğu’nun sonunu getiren süreçte önemli bir rol oynamıştır. Vahdeddin’in sürgüne gitmesi ve saltanatın kaldırılması, Osmanlı tarihinin sona erdiği dönemi simgeler.
Mehmed Vahdeddin’in mirası, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde yaşanan çalkantıların ve değişimlerin bir yansımasıdır. Saltanatı boyunca karşı karşıya kaldığı zorluklar, Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik krizlerin derinliğini gösterir. Vahdeddin, padişahlık makamının son temsilcisi olarak, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışına ve modern Türkiye’nin doğuşuna tanıklık etmiştir. Onun dönemi, Osmanlı tarihinin en karmaşık ve zorlayıcı dönemlerinden biri olarak değerlendirilebilmektedir.