Osmanlı Padişahları Hayatları : Sultan II. Abdülhamid’in Yaşamı ve Dönemi

Sultan II. Abdülhamid, 31 Ağustos 1876 – 27 Nisan 1909 tarihleri arasında Osmanlı İmparatorluğu’nun 34. padişahı olarak hüküm sürdü. Sultan Abdülmecid’in oğludur ve uzun ve çalkantılı bir dönemde tahta çıkmıştır. 21 Eylül 1842 tarihinde doğan Abdülhamid, Osmanlı İmparatorluğu’nun en tartışmalı ve etkili padişahlarından biri olarak tarihe geçmiştir. Saltanatı boyunca modernleşme, reformlar ve aynı zamanda otoriter yönetim tarzı ile tanınmıştır.

Erken Yaşamı ve Tahta Çıkışı

Sultan II. Abdülhamid, 21 Eylül 1842 tarihinde İstanbul’da, Topkapı Sarayı’nda doğdu. Babası Sultan Abdülmecid ve annesi Tirimüjgan Sultan’dır. Annesinin ölümünden sonra, Abdülhamid, babasının eşi Rahime Perestu Sultan tarafından büyütüldü. İyi bir eğitim aldı, Arapça ve Farsça öğrendi ve Batı kültürüne olan ilgisi nedeniyle Fransızca da öğrendi.

Abdülhamid, 31 Ağustos 1876 tarihinde tahta çıktı. Amcası Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesi ve intiharı, ardından ağabeyi V. Murad’ın kısa süren saltanatı ve akıl sağlığı sorunları nedeniyle tahttan indirilmesi üzerine padişah oldu. Tahta çıktığında Osmanlı İmparatorluğu ciddi iç ve dış sorunlarla karşı karşıyaydı.

Saltanatının İlk Yılları ve Anayasa Hareketi

Abdülhamid’in tahta çıktığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu, Balkanlar’da ve diğer bölgelerde isyanlar ve ayaklanmalarla boğuşuyordu. Ayrıca, ekonomik sıkıntılar ve dış borçlar imparatorluğu zorluyordu. Abdülhamid, saltanatının ilk yıllarında reform yanlısı bir padişah olarak görülmüştür. 23 Aralık 1876 tarihinde I. Meşrutiyet’i ilan ederek Kanun-i Esasi adı verilen Osmanlı Anayasası’nı yürürlüğe koydu. Bu anayasa, meclis ve parlamenter sisteme geçişi öngörüyordu.

Otoriter Yönetim ve İstibdat Dönemi

Ancak, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın (93 Harbi) ardından, Abdülhamid meclisi feshetti ve anayasayı askıya aldı. Bu dönemde İstibdat Dönemi olarak bilinen otoriter bir yönetim tarzı benimsedi. Abdülhamid, merkezi otoriteyi güçlendirdi, basın ve ifade özgürlüğünü kısıtladı ve muhalefeti bastırdı. Jurnalcilik sistemi ile halk arasında casusluk faaliyetlerini teşvik etti.

Eğitim ve Modernleşme Çabaları

Abdülhamid’in saltanatı boyunca eğitim alanında önemli reformlar gerçekleştirilmiştir. Modern okullar açıldı, üniversiteler kuruldu ve eğitim sistemi modernize edildi. Kız okulları yaygınlaştırıldı ve eğitimde cinsiyet eşitliği teşvik edildi. Ayrıca, demiryolu ağları genişletildi, telgraf hatları döşendi ve Osmanlı İmparatorluğu’nun altyapısı güçlendirildi.

Dış Politika ve İslam Birliği Politikası

Abdülhamid’in dış politikası, Osmanlı İmparatorluğu’nun toprak bütünlüğünü korumak ve dış tehditlere karşı koymak üzerine odaklanmıştı. İslam birliği (Pan-İslamizm) politikasıyla, Müslüman dünyasının lideri olarak Osmanlı’nın konumunu güçlendirmeyi hedefledi. Bu politika çerçevesinde, Hindistan’dan Orta Doğu’ya kadar birçok Müslüman liderle ilişkiler kurdu ve destek sağladı.

II. Meşrutiyet ve Tahttan İndirilmesi

1908 yılında Jön Türkler’in öncülüğünde II. Meşrutiyet ilan edildi ve anayasa yeniden yürürlüğe girdi. Abdülhamid, meclisi yeniden açmak zorunda kaldı. Ancak, 1909 yılında 31 Mart Vakası olarak bilinen isyanın ardından, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin baskısıyla 27 Nisan 1909 tarihinde tahttan indirilmiştir. Yerine kardeşi V. Mehmed (Mehmed Reşad) geçti.

Sürgün ve Ölümü

Abdülhamid, tahttan indirildikten sonra Selanik’e sürgüne gönderilmiştir. Ancak, Balkan Savaşları sırasında Selanik’in elden çıkması üzerine İstanbul’a geri getirildi ve Beylerbeyi Sarayı’nda göz hapsinde tutuldu. 10 Şubat 1918 tarihinde burada hayatını kaybetti. Cenazesi, İstanbul’da Divanyolu’nda bulunan II. Mahmud Türbesi’ne defnedilmiştir.

Mirası

Sultan II. Abdülhamid, Osmanlı tarihinin en tartışmalı padişahlarından biridir. Saltanatı boyunca modernleşme çabaları ve eğitim reformları gerçekleştirmiş, ancak aynı zamanda otoriter yönetim tarzı nedeniyle eleştirilmiştir. İstibdat Dönemi, basın ve ifade özgürlüğünün kısıtlandığı, muhalefetin baskı altına alındığı bir dönem olarak hafızalarda kalmıştır. Abdülhamid’in İslam birliği politikası, Müslüman dünyasında Osmanlı’nın liderliğini pekiştirmeyi hedeflemiş, ancak bu politika da farklı tepkiler almıştır.

Abdülhamid’in mirası, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde yaşanan çalkantıların, modernleşme çabalarının ve otoriter yönetim anlayışının bir yansımasıdır. Onun döneminde atılan adımlar ve yaşanan olaylar, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş sürecinin önemli bir parçası olarak değerlendirilmektedir.

Related Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir